Arşiv Araştırması ve Güvenlik Soruşturmasına ilişkin hükümler Arşiv Araştırması ve Güvenlik Soruşturması Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu Kanunda, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeleri, kimler hakkında yapılacağı, araştırma konusu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağını, hangi mercilerin soruşturma ve araştırma yapacağını, Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ve çalışma usul, esaslarını, veri güvenliği ile verilerin saklanma ve silinme sürelerini düzenlenmektedir.
Arşiv araştırması;
a) Kişinin adli sicil kaydının,
b) Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından hâlen aranıp aranmadığının,
c) Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının,
ç) Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların,
d) Hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının,
mevcut kayıtlardan tespit edilmesidir.
Güvenlik Soruşturması ise; arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak kişinin;
a) Görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin,
b) Yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin,
c) Terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının,
mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edilmesidir.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını kim yapar ?
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirlikleri tarafından yapılır. Örneğin Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülecek bir arşiv araştırmasında, ilgili atama birimince arşiv araştırması süreci başlatılır ve araştırma kapsamında emniyet, istihbarat ve valilik, kaymakamlıkların ilgili birimlerine araştırma için yazı yazılarak ilgili bilgi ve belgeler istenir. Gelen bilgi ve belgeler Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilir.
Değerlendirme Komisyonu nedir, kimlerden oluşur ?
Yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla Değerlendirme Komisyonu kurulur. Değerlendirme Komisyonu; Cumhurbaşkanlığında İdari İşler Başkanının görevlendireceği bir üst kademe yöneticisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığında genel sekreter yardımcısının, bakanlıklarda bakan yardımcısının, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında en üst yöneticinin görevlendireceği bir üst kademe yöneticisinin, üniversitelerde rektör yardımcısının, valiliklerde vali yardımcısının başkanlığında, teftiş/denetim, personel ve hukuk birimleri ile uygun görülecek diğer birimlerden birer üyenin katılımıyla başkan dahil en az beş kişiden ve tek sayıda olacak şekilde oluşturulur. Milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis ve hizmetlerde istihdam edilecekler hakkındaki değerlendirme, ilgili bakanlık ya da kamu kurumları bünyesindeki Değerlendirme Komisyonunca yapılır.
Memuriyet veya kamu görevlerine uygunluğunun değerlendirilmesini sağlayacak yorum içermeyen olgusal veriler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerce ilgili kurum ve kuruluş bünyesinde kurulan Değerlendirme Komisyonuna iletilir.
Değerlendirme Komisyonu kendisine iletilen verilere ilişkin nesnel ve gerekçeli değerlendirmelerini yazılı olarak atamaya yetkili amire sunar. Mahkemeler tarafından istenildiğinde bu bilgiler sunulur.
Burada dikkat edilmesi son derece önemli olan birkaç husus, komisyona iletilen bilgi ve belgelerin ve de komisyonca yetkili amire iletilen değerlendirmelerin nesnel ve gerekçeli olma zorunluluğudur. Açılan davalarda davalı kurumların çok kez güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sürecini ne şekilde yönettiğini, hangi bilgi belgelerin kendilerine ulaştığını mahkemeye sunmadığını, mahkemelerin kendiliğinden yaptığı araştırmayla idari işlemi denetlediğini görmekteyiz. Halbuki, kanun çok açık şekilde idari sürecin ne şekilde yürütüleceğine ilişkin ayrıntılı koşullar öngörmüştür. Kanunun aradığı şart ve koşullar idarece her bir aşamada uygulanmış mı, emniyet bilgileri ne şekilde rapor etmiş, değerlendirme komisyonu değerlendirmelerini amire gerekçeli ve somut mu sunmuş , bu hususların idare mahkemesince kanunda belirlenen şartlara uygun olup olmadığı açıkça denetlenmelidir. Bu denetleme için de davalı idarece ilgili belgelerin mahkemeye sunulması, belgelerin davacıya tebliği zorunludur. Esasen sırf bu koşulların var olmadığının mahkemece tespiti, dava konusu idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali için yeterlidir. İdari dava süreçlerinde kanunda yer alan ince ayrıntı gibi görünen şekil şartlarının ve usuli hükümlerin iyi bilinmesi ve dava sürecinde mahkemeye tetkik ettirilmesinin sağlanması son derece önemlidir.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması Anayasa Mahkemesi tarafından iptal mi edildi ?
Anayasa Mahkemesi, ilgili kanunu araştırma kapsamında elde edilen kişisel verilerin nasıl saklanacağına, verilere kimlerin erişeceğine ilişkin yeterli hükümleri içermediği gerekçesiyle daha önce iptal etmişse de kişisel verilere ilişkin bahsi geçen hükümler eklenerek kanun yeniden yürürlüğe girdi.
HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı arşiv araştırmamı olumsuz etkiler mi ?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesine 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Yasa ile eklenen ve 23.1.2008 tarih ve 5728 sayılı Yasa ile değişik 5. fıkrada Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. “…Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” düzenlemesi yer almıştır.
HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararının hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağına ilişkin bu hüküm doğrultusunda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz etkilenmemesi gerekmektedir.
Ancak, kanunda arşiv araştırmasında kişiler hakkında verilmiş açılan soruşturma, kovuşturmalarda verilen kararlara değil dosya kapsamına bakılacağına ilişkin hüküm konularak burada idareye ceza yargılamasını aşar nitelikte takdir yetkisi tanınmıştır. Yani ceza yargılamasında verilmiş olan karar HAGB olsa dahi dosya kapsamındaki bilgilerin Değerlendirme Komisyonu tarafından değerlendirilmesi neticesinde olumsuz bir karar verilebilmesinin önünü kanuni düzenleme ile açılmış bulunmaktadır. Ancak, ceza yargılamasında açıklanmasının geri bırakılması ile infaz olunmayan bir hüküm varken aday memurun atamasının yapılmayarak fiilen cezalandırması Anayasa Mahkemesinin güncel kararları ile Anayasal güvence altında olan Masumiyet Karinesinin ihlali olarak değerlendirilmiş ve hak ihlali olduğu tespit edilmiştir. İdareye geniş takdir yetkisi veren ilgili kanun hükmüne karşılık olarak az önce andığımız CMK hükmü de unutulmamalıdır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yürüten idareler her ne kadar dosya kapsamındaki bilgilere göre değerlendirme takdirinin kendilerinde olduğunu ileri sürse de HAGB nin hiçbir hukuki sonuç doğurmadığına ilişkin hükmü ile de bağlı oldukları izahtan varestedir.
Özetle, hakkında ceza davasında HAGB (Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı verilmiş olan adaylar hakkında sırf bu nedene dayanarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz neticelendirilmesi hukuken mümkün değildir. Yine de kurumların bugünlerde hakkında HAGB kararı olanlar hakkında arşiv araştırmalarını büyük çoğunlukla olumsuz neticelendirdiğini söyleyebiliriz.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmamın sonucunu nasıl öğrenirim ?
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının ilgili kurumca makul sürede tamamlanması, olumsuz olduğuna ilişkin kararın adayın adresine tebliğ olunması gerekmektedir. Ancak adres değişikliği, anlık adreste bulunamamalar, tebligat memurunun dikkatsizliği nedenleriyle tebligatın ulaşmadığı, Tebligat Kanunu uyarınca aday memurun haberi olmadan muhtara bırakıldığı dava açma sürelerinin kaçırıldığı durumlar söz konusu olabilmektedir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının sonucunu beklediğiniz süreçte her gün atamanızın durumunu takip etmeniz, gerektiği durumlarda kurumun ilgili birimi ile görüşmeniz, sürecin hızlandırılması ve makul süreyi aşmadan neticelendirilmesi için dilekçeler sunulması gerekebilmektedir. Bu noktada, kurumların ilgili birimlerini bilen, sürece hakim bir avukattan danışmanlık alınması hayati önem taşıyabilmektedir.
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucum olumsuz geldi ne yapmalıyım ?
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının ilgili kurumca makul sürede tamamlanması, olumsuz olduğuna ilişkin kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde ilgili idari işlemin iptali için idare mahkemelerinde iptal davası açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan bu sürenin geçirilmesi halinde dava açma, hakkınızı talep etme imkanınız artık kalmayacaktır. Davanın süresinde açılmaması bu haktan vazgeçildiği anlamına geldiğinden vakit kaybetmeden davanın açılması önem arz etmektedir.
Açılacak davada yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması son derece önemlidir.
Genel ve özel hükümlerde konuya ilişkin son derece ayrıntı hükümlerin yer alması, talep edilen hakkın önemi, mevzuatın iyi bilinmesinin gerektiği uzmanlık gerektiren bir dava olması nedeniyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucuna karşı açılacak davada hukuki yardım alınması elzemdir.