1.Öncelikle kelime anlamı olarak Tecavüzün Ref’i, müdahalenin saldırının kaldırılması anlamına gelmektedir.
2.Eserlerinizin izinsiz çoğaltılması, kopyalanması, satılması, temsil edilmesi, oynanması bu yolla maddi menfaat edilmesi durumunu kanun eski dille tecavüz olarak nitelemektedir.
3.Eserlere yapılan bu tecavüzün ortadan kaldırılması, tecavüzü gerçekleştirenlerin haksız olarak elde ettikleri menfaatleri eser sahibine iade etmesi hatta bu tecavüz nedeniyle eser sahibine tazminat ödenmesini öngören davanın ismi kanunda Tecavüzün Ref’i olarak belirlenmiştir.
4.Bu dava klasik bir tazminat davası değildir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile özel olarak düzenlenmiş klasik tazminat kurallarını aşan, zararın ötesinde tazminatlar ödenmesini öngören özel olarak düzenlenmiş bir dava türüdür.
5.Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yer alan tanımlar doğrultusunda eserleri yönünden manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimse tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini dava edebilir.
6. Yalnızca tecavüzü gerçekleştirenlere değil, tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya çalışanları tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabilir. Davaların tecavüzü bizzat gerçekleştiren çalışana ve ayrıca işletme sahibine yöneltilmesi başarı ile sonuçlanmış bir dava sonunda hükmolunan tazminatın tahsil edilebilmesi için önem taşımaktadır.
7.Davanın açılabilmesi için tecavüz edenin veya işletme sahiplerinin kusuru şart değildir. Bu durum da tecavüzün refi davasını klasik bir tazminat davasından ayıran özelliklerden biridir.
Yani tecavüzü gerçekleştirenin, orijinal eserden haberdar olup olmaması, kasten orijinal eser sahibinin haklarına tecavüz etme isteğinin olup olmaması önem taşımamaktadır.
8.Mahkeme, eser sahibinin manevi ve mali haklarını, tecavüzün durumunu, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını ve
tecavüzün ref’i halinde tecavüz edenin telafisi güç zararlarını takdir ederek duruma göre esere yapılan saldırının durdurulması için gerekli tedbir kararlarını verebilir.
9. Eser sahibi, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref’i ve men davası açabilir.
10.Henüz yayınlanmamış, gösterilmemiş veya temsil edilmemiş bir eser, eser sahibinin rızası olmaksızın eserin çoğaltılmış nüshalarının yayımlanması suretiyle halka arz olunursa tecavüzün ref’i davası açılabilir. Aynı şekilde, esere sahibinin isteği dışında isim konulması halinde de söz konusu dava açılabilir.
-Yazının devamı gelecek .-